Antik medeniyetler konusunda pek çok bilgiye sahip olabilirsiniz, ancak bu bilgilere göre antik dönemler hakkında tam bir resim oluşmamış olabilir. Bu yazıda sizlere antik medeniyetler hakkında az bilinen gerçekleri anlatacağız.
Antik Mısır’ı düşündüğümüzde genellikle firavunlar, piramitler ve mumyalama ritüelleri gelir akla ancak Mısır’ın sadece bu yönlerinin olduğunu düşünmek yanıltıcıdır. Örneğin, Mısır’ın ünlü kraliçesi Nefertiti’nin henüz keşfedilmemiş bir mezarı olduğu bilinmektedir.
- Roma İmparatorluğu’nun banyo kültürüne düşkünlüğüyle de aşina olabiliriz ancak antik Roma halkının yılda ortalama 200 kez banyo yaptığı tahmin edilmektedir.
- Antik Yunan, felsefe, matematik ve demokrasi ile bilinir ancak çiftlik hayvanlarının Yunanistan kültüründe de önemli bir yeri vardır. Özellikle, boğaları yönetme becerisi arkaik Yunan kültüründe önem taşır ve atleta müsabakalarında kullanılırdı.
Efsaneler de antik medeniyetlerle birlikte akıllara gelir. Atlantis, antik Yunan şairi Homeros’un eserlerinde sık sık bahsedilmesi nedeniyle birçok insan tarafından gerçek bir yer olarak düşünülmektedir ancak bu efsanenin hiçbir gerçek dayanağı bulunmamaktadır. Mısırlıların yazı yazmak için kullandığı mürekkep de ilginç bir noktadır. Hiyeroglifleri yazmak için kullanılan mürekkebin yapımında mürekkep balığı kullanılırdı.
Mısır
Mısır, tarihin en eski medeniyetlerinden biridir ve piramitlerle ünlüdür. Ancak, Mısır sadece piramitlerden ibaret değildir. Mısır tarihi, çoğu zaman nefret edilen firavunlarla dolu olsa da, halkın ilginç özellikleri de mevcuttur. Örneğin, ünlü Mısırlı kraliçe Nefertiti ‘nin gömütü hala keşfedilmedi. Oysa yolculuk, keşif ve macera hikayeleri, arkeologları heyecanlandırır.
Mısır medeniyeti hakkında öğrenebileceğimiz daha pek çok şey var. Mısırlılar, tarihin en eski yazılı kayıtlarına sahiptirler. Çok bilinmeyen bir gerçek olarak, Mısırlıların hiyeroglifleri yazmak için kullanılan mürekkebin yapımında, mürekkep balığı kullanılmaktaydı. Ayrıca, hala kaybolan firavunlar, kraliçeler ve yüksek rütbeli yetkililerin mezarları var. Son yıllarda, Arkeologlar, yeni keşfedilmiş iki mezar yapısının, Geç Antik Mısır’ın önemli bir saray kompleksini oluşturduğunu tespit ettiler.
Mısır Hakkında Bilinmeyen Gerçekler |
---|
Mısır’ın sadece piramitlerden ibaret olmadığı |
Nefertiti adlı ünlü kraliçenin gömütünün henüz keşfedilmediği |
Mısırlıların hiyeroglifleri yazmak için kullanılan mürekkebin yapımında, mürekkep balığı kullanıldığı |
Kaybolan firavunlar, kraliçeler ve yüksek rütbeli yetkililerin mezarları var |
Yeni keşfedilmiş iki mezar yapısı, Geç Antik Mısır’ın önemli bir saray kompleksini oluşturuyor |
Roma
Roma İmparatorluğu, tarih boyunca pek çok farklı özelliğiyle bilinir. Ancak az bilinen gerçeklerden biri, antik Roma’nın gerçekten banyo yapmaktan hoşlandığıdır. Ortalama bir vatandaşın yılda ortalama 200 kez banyo yaptığı tahmin edilmektedir.
Banyo yapmak, antik Roma kültüründe oldukça önemli bir olaydı. Romalılar genellikle toplu banyolara giderek hem temizleniyor hem de sosyal ortamdaki insanlarla vakit geçiriyorlardı. Roma hamamları, vatandaşların kişisel bakımlarını yapmaları için sıklıkla kullanılan alanlardı. Zamanla, hamamlar sosyal ortam haline geldi ve hatta iş görüşmeleri bile buralarda gerçekleştirilebiliyordu.
- Roma hamamlarına 4 çeşit giriş hakkı vardı: ücretsiz, az ücretli, standart ve lüks.
- Çoğu hamam, sıcaklık değişikliklerinden oluşan farklı odaları içeriyordu.
- Romalılar, hamamlarda ter, yağ, kum ve hatta kanı temizlemek için farklı teknikler kullanırlardı.
Romalılar banyo yapmanın önemini anlamışlardı ve günümüzde bile birçok modern banyo uygulaması, antik Roma hamamlarından esinlenilerek şekillendirilmiştir.
Gladyatörler
Antik Roma döneminde popüler olan gladyatörler, sadece Roma’da bulunmadı. M.Ö. 14. yüzyılda Çin’deki Shang Hanedanlığı döneminde de benzer savaşlar yapılmaktaydı. Çin’de “Yaşlı Adamların Oyunları” adı verilen bu savaşlar, gladyatörler arasında yapılan etkileyici performansları içeriyordu.
Çin’de yapılan savaşlar, büyük bir aksiyon şöleni olarak düzenlenir ve yüz binlerce izleyiciden oluşan kalabalıklar bu gösteriyi izlerdi. Kore ve Japonya’da da benzer savaşlar yapıldığı bilinmektedir. Ancak gladyatör savaşları Roma İmparatorluğu’nun imajı ile özdeşleştiği için, genellikle Roma dönemiyle ilişkilendirilir.
Bu savaşlar genellikle esirler, suçlular veya köleler arasında yapılırdı. Ama Roma döneminde olduğu gibi, Çin’deki gladyatör savaşları da oldukça tehlikeliydi ve genellikle ölümcül olurdu. Ancak popülerliği nedeniyle, savaşlarda kazananlar ölüme mahkum edilmezlerdi.
Bu benzersiz ve etkileyici savaş stili, günümüzde de hayranlıkla anılmaktadır ve hatta filmlerde bile kullanılmaktadır. Ancak gladyatör savaşları, sadece bir gösteri değildi ve tarihi bir geçmişi vardır. Bu savaşları bugüne taşıyan ve popüler yapan şey, insanların dünya tarihinde yer eden büyük gösterilere olan ilgileridir.
- Gladyatör savaşları, sadece Roma döneminde değil, Çin’in de tarihinde benzer şekilde yapılmıştır.
- Çin’deki gladyatör savaşları da popülerdi ve yüz binlerce izleyici tarafından izlenirdi.
- Kore ve Japonya’da da benzer savaşlar yapıldığı bilinmektedir.
- Gladyatör savaşları esirler, suçlular veya köleler arasında yapılmaktaydı.
- Bu savaşlar oldukça tehlikeliydi ve ölümcül sonuçlar doğurabilirdi.
Antik Yunan
Antik Yunan medeniyeti, dünyadaki diğer antik medeniyetler gibi güçlü bir kültürel mirasa sahiptir. Felsefe, matematik ve demokrasi ile tanınan Antik Yunan, aynı zamanda hayvancılık da yapıyordu. Yunan tarımı ve hayvancılığına dair izler, antik dönemde yapılan eserlerde sıkça görülmektedir. Özellikle çiftli hayvanlar, Yunanların tarım ve hayvancılıkta önemli bir role sahip olduğunu gösterir.
Antik Yunan kültüründe, atları yönetme becerisi oldukça önemliydi. Atlar, savaşta ve tarım işlerinde kullanılırdı. Özellikle boğa güreşleri gibi at sürme becerileri de spor ve eğlence amaçlı yapılırdı. Bu nedenle, atların Antik Yunan kültüründeki rolü oldukça büyüktü.
Antik Yunan medeniyeti, olimpiyat oyunlarıyla da tanınmaktadır. İlk olimpiyat oyunları M.Ö. 776 yılında, Yunanistan’ın Olimpos’u sayesinde gerçekleştirildi. Bu oyunların amacı, spor ve kültürü yaymak ve barış içinde bir arada yaşamanın önemini vurgulamaktı.
Sonuç olarak, Antik Yunan medeniyeti felsefe, matematik ve demokrasinin yanı sıra hayvancılık ve olimpiyat oyunları gibi konularla da tanınmıştır. At ve büyükbaş hayvanların Yunanistan’ın kültürel mirasında önemli bir yeri vardı. Bu nedenle, Antik Yunan’ın tarım ve hayvancılık kültürü de diğer antik medeniyetler gibi ilgi çekicidir.
boğanın üzerinden atlamak
Antik Yunan’ın kültürel mirasının önemli parçalarından biri, atlar üzerindeki ustalıklarıydı. Boğanın üzerinden atlamak, özellikle at yeteneklerini göstermek için antik Yunan’da yaygın bir uygulamaydı. Yunanistan’da yapılan bazı arkeolojik çalışmalarda, boğa güreşleri ve at yarışlarının sıklıkla düzenlendiği gösterilmiştir.
Bu konuda bir başka ilginç gerçek ise “taurokathapsia” adlı bir spor olayıdır. Bu olayda, atın üzerindeki binici, boğanın üzerine atlamalı ve ardından hayvanın sırtında ilerlemelidir. Bu uygulamanın, Yunanistan’da M.Ö. 7. yüzyılda yaygın olduğu bilinmektedir.
Ancak, söz konusu uygulamaların modern zamanlarda etik sebeplerden dolayı yasaklandığını belirtmek gerekir. Bugün, boğanın üzerinden atlamak yerine atların güzelliği ve yetenekleri ustalık yarışmaları ve gösterilerinde gösterilmektedir.
gibi atları yönetme becerisi arkaik Yunan kültüründe önemliydi.
Antik Yunan kültürünün en ilginç yönlerinden biri çiftli hayvanların özellikle atların kültürel mirasında önemli bir rol oynamasıdır. Arkaik Yunan döneminde, yarış atları yetiştirici ve binicileri, atlarını yönetmek için özel teknikler üzerinde çalışırlardı. Atları dizginlemek ve onları kontrol etmek için, binicilerin ince bir çaba göstermesi gerekiyordu. Bu, düzenli bir antrenman, dikkatli bir beslenme programı ve en önemlisi, at biniciliği eğitimi anlamına geliyordu.
Yunanistan’daki tarım yaşamı nedeniyle at yetiştiriciliği ülkenin geniş bir alanını kapsamaktaydı. At yetiştiricileri, hayvanların güçlü özelliklerini korumak için belirli bir çiftlik hayvanı seçimi yapar ve genetiğini kuvvetlendirirlerdi. Atlar, her türlü teşebbüs için kullanılırdı. Savaş için kullanılan yardımcı hayvanlar, gösteriler için kullanılan dansçı atlar ve spor etkinlikleri de dahil olmak üzere birçok farklı şekilde kullanılırlardı.
Gibi atları yönetme becerisi, atların savaş alanında kullanılmasına ve insanların hayatlarında karşılaştığı her türlü zorluğa karşı koymasına izin veriyordu. Bugün bile, dünya genelinde binicilik sporu hala popülerdir ve Antik Yunan’ın atçılık kültüründen etkilenmiştir. Ayrıca, bu kültürel mirasın modern eğitimde hala önemli olması ve Yunan atlarını dünya genelinde güçlü bir sektör haline getirmesi nedeniyle, atların önemi hiçbir zaman azalmamıştır.
Atlantis
=Antik Yunan şairi Homeros’un epik şiiri olan İlyada ve Odysseia’da bahsedilen Atlantis, kayıp bir kıtanın varlığına atıfta bulunan bir hikayedir. Atlantis, büyük kültür ve güçle dolu bir ada olarak tarif edilir. Bununla birlikte, Atlantis’in gerçekliği hiçbir zaman kanıtlanmadı. Tarihçiler ve arkeologlar, antik çağda böyle bir ada yerleşimi olup olmadığına dair hiçbir somut kanıt bulamadılar. Bu nedenle, Atlantis hikayesi gerçek olmadığı düşünülen bir efsane olarak kalmaktadır.
Mısır Hieroglyphics
Mısırlılar, yazıyı belirli sembollerle ifade eden hiyeroglifleri kullanarak iletişim kuruyorlardı. Bu sembollerin yazımı için, mürekkep balığı gibi hayvanların üzerinden geçirerek elde edilen mürekkep kullanılıyordu. Bu mürekkep, siyah renkteydi ve papirüs veya taş üzerine yazmak için kullanılırdı. Bu balığın kullanımı, Mısır tarihinde büyük bir öneme sahipti ve hatta adına yöresel yemekler bile yapılmaktadır. Bu nedenle Mısırlılar, hem yazım hem de yemek yapımında mürekkep balığının önemli bir yerini korurken, bugün artık pek kullanılmamaktadır.